bütün bir evrenden soyutlanmış, yalnızca yerlerine tam
oturmamış kaldırım taşlarının üzerinde yürüyerek var olduğum bir anın
içerisindeydim.
hiçbir şeyin yerli yerinde olmadığının bilincindeyken;
pratikte bunu görmezden gelme eğilimini en derinlerde taşıyıp, nerede
yürüdüğümün çok da önemi olmadığını fark etmiştim. Neredeydim?
neleri görmezden gelmiş, nerede tökezlemiştim?
çok bilinmez yollara sapmadan, zapt edilmesi de mümkün
olmayan bir acının içerisinde en fazla ne kadar kalabilirim. Yalanlarla yaşamak
ve gerçeklerle boğulmak arasında sıkışıp kaldığımı hissettiğimde düşündüğüm tek
bir cümle olduğunu fark ettim. kafamın içerisinde aynı tonlamada hiç durmadan
inleyen çok da yabancı olmayan bir sesin serzenişine uyandım belki de. gözlerim
kapalı yolculuk yapmaya çabaladım. anın içinde kalmaya çalıştım. cümlelere geri
döndüm, sancılarımı sıvazladım.
hayatın ikimizden ibaret olmadığını anladığımızda ise
üzerine düşünülecek pek de bir şey kalmayacaktı. bencilliğimizde süründüğümüz
bu çarkı ellerimiz kenetli küfürler savurarak döndürüp duracaktık.
gözlerimi açtığımda ise bambaşka bir yolu çoktan yarılamış
olacaktım.
Yorumlar
Yorum Gönder